KATEGORİ
Kıymetli Dostlarım,
"GELİŞİ GÜZEL ZAMANLAR" yoğun bir çalışmanın ardından nihayet çıktı. Seçkin kitapçılarda; D&R, idefix, kitapyurdu, ÖTÜKEN gibi internet mağazalarında sizleri bekliyor. 



"Denize atılan bir şişe her kitap. Asırlar kumsalda oynayan birer çocuk. İçine gönlünü boşalttığın şişeyi belki açarlar, belki açmazlar..."
Cemil MERİÇ

ÖĞRENCİLERE TAVSİYE

ULVİ BİR DAVAYI GAYE EDİNMİŞ İNSANLAR İÇİN KALEME ALINMIŞ  BİR CEMİL MERİÇ YAZISI

Onlar sürü yavrum. Zincirlerinden başka
kaybedecek neleri var? Karanlıktan geldiler, karanlığa gidiyorlar. Ummandaki dalgalar gibi sayısız. Tarihi yok bu sürünün. Macerası yok. Yıldızlara tırmanan merdivenden habersiz. Yürüyen, esneyen, tepinen ve öğrendiği sesleri tekrarlayan uzviyet. Bu sarhoş karnaval alayını yıldızlar, yüz binlerce yıldız kayıtsız bakışlarıyla seyrediyor. Yapma çiçek gibi ürpermeyen, kokmayan, yaşamayan milyonlarca milyarlarca beyin var.

Bu kervanın arkasından koşma çocuğum.
Onların yöneldiği iklimlerde sam yelleri eser yaz, kış. Sarayları çingene
çadırından daha sevimsizdir. Ne yapsınlar? H.Z. İsa : “Onları Affet Allahım” diyordu.

Sen yıldızlara tırmanan merdivensin çocuğum!
Ama haberin yok. Bakışların ayakkabılarına takılı, saman yoluna değil. O
ehramın zirvesine yaklaşmak için uçurumlar atlamaya ihtiyaç yok. Panayır yerindeki kalabalık bir hayalet, bir tuzak. Seni sırtımda taşıdım bu durağa kadar. Beni de taşıyanlar olmuştu. Hafız İdrisler seni bu durağa getirmek için yola çıktılar.  Uyunmaz bu durakta. Arkana bakma.

Şimdi Endülüs hükümdarlarının hazineleri
içindesin. Dünyada başka hazine yok çocuğum! Gözlerini neden bağlıyorsun, neden kapıyorsun? Dünyada başka hazine yok. Saadeti milyarlarca yıldan beri el yordamıyla arayan milyarlarca uzviyet. Topraktan geldiler, toprak oldular.
Toprak olmayan, yaşayan birkaç bin, belki birkaç yüz bin. H.Z. Nuh’un gemisinde kaç insan vardı.

Kalabalığı sevmek kalabalıkta erimek değil
çocuğum, kalabalığı aydınlatmak. Işık olmak için yanmak lazım. Yıldızlaşmak kolay değil.

 Brahman (asil) olarak doğanların, paryalığa (köleliğe) hakkı yok.

Sen Endülüs hükümdarlarının hazineleri
içindesin. Başında taçla doğdun çocuğum. Ne zaman çingene çocuklarıyla kaydırak oynamaktan vazgeçecek, ne zaman elindeki kemikleri köpeklere fırlatacak, ne zaman bakışlarını iskarpinlerinden yıldızlara kaldıracaksın.

Sana bir saray hazırladık. Yüzlerce insan
uğrunda ıstırap çekti. Hepimiz birer karalamayız. Seni hazırlamak için dünyaya geldik.

Çingene kızlarının peşinden koşmak niye?
İstesen dünyalar senin olurdu. Dünyalar zaten senin. Onlar bir parya (köle) veledi. Sokakta kaydırak oynayacaklar. Sarayları yok. Bırak leş kargalarını. Köpeklere imrenme! Onlar itlerle kemik yalasınlar bırak.

Onlar çamurda doğdu, çamurda ölecekler.
Zaten çamur parçaları. Yiyecek ve çiftleşecek. İdealleri zengin bir köpeği
kadar bahtiyar olmak.

Veyl, veyl şahikada doğanlara!..