MAZERET HASTALIĞI
Prof. Dr. Üstün DÖKMEN’den müthiş bir yazı…
Çocuğumuz düşüp kafasını masaya çarpınca biz hemen masayı döveriz,
"eh masa ehhhh sen niye orada duruyorsun!" diye.
Çocuk masa orada durmasa kafasını çarpmayacağını sanır ve büyüdükçe
yaptığı her hatayı yükleyecek birini veya bir şeyi mutlaka bulur,
böylece suçu başkasına atmayı öğrenir.
Mesela, bizim Balkan harbinden kalma, dandik vagonlara 160 Kilometre hız yaptırdılar.
İlk virajda sizlere ömür... Kimin üstüne kaldı? Makinist'in.
Gelene geçene ayran tost falan satan, kendi halinde sakin bir kasabaydı,
Susurluk... İçişleri Bakanlığı, MİT, Jitem, generaller, özel tim polisleri, kumarhaneciler,
bakanlar, milletvekilleri, işadamları... Bin kişi falan yargılandı.
Her şey kimin başının altından çıkmış? Yeşil'in.
Deprem oldu... 7 vilayette 50 bin kişi öldü. Binlerce bina yıkıldı, on binleri ağır hasarlı.
Hepsinin sorumlusu olarak kimi kulağından tutup hapse tıktık? Veli Göçer'i.
Sanal "sorumlumuz" bile var. Yollarda her gün 20 insanımız heba oluyor. Trafik Canavarı'ndan...
Dolar patlarsa? Enflasyon Canavarı'ndan...
Hatta "sorumlu olmayan sorumlumuz" da var...
Milli takım oynayıp yeniliyor. Suçlusu kim? Takıma alınmayan Hakan...
Domatesleri Ruslara kakalayamıyoruz... Sinekten...
Deli dana geliyor. İnekten...
Evleri su basıyor. Yağmurdan.
Ormanlar yanıyor. Sigaradan.
Gemi batıyor. Dalgadan.
İyi de kardeşim, uçak neden düşüyor? Rahmetli pilottan...
Yorumlar -
Yorum Yaz