KALİTENİZLE GURUR DUYUN!
Merhaba,
Adım Tülin; aslında büyük babam Makbule demiş ama oldum olası nefret etmişimdir ondan ve yaşımı alınca da değiştirdim hemen. Türkiye’nin en ücra köşelerinden bir yerde doğmuşum,hatırlamıyorum bile şu an oraları. Okul hayatım biraz güçlüklerle doluydu,kıt kanaat geçinen bir aileydik ama her şeye rağmen çok çalışır ve daima başarılı olurdum. Okuyup büyük şehre gitmeli ve kurtulmalıydım o fukara hayattan. Öyle de oldu. İstanbul’da kazanmıştım üniversiteyi aynı şekilde başarıyla oynuyordum fakat daha birinci sınıftayken son sınıflardan olan Erkan ile tanıştıktan sonra her şey değişti. Evlenmeye karar verdik ve o öyle zenginken okumamın anlamı da yoktu;ye ye bitmeyen bir serveti vardı. Gerçi çok yakışıklı biri değildi ki zaten herkes de çok şaşırıyordu bu kadar güzel bir kız nasıl olur da böyle birini sever diye ve bilmiyorlardı ki ben sevmemiştim. Aşk nedir, sevda nedir bilmem; hayat böylesine güzelken öyle çocukluk bana göre değildi. Bu arada es geçmemem gerekir ki 1.75 cm boyumla, uzun belime kadar dökülen dalga dalga saçlarımla ve incecik ölçülerimle çok güzel bir kadınım. Dün de sarıya boyadım saçlarımı harika tepkiler geldi, sarı fıstık diyorlar artık.
Evlendikten sonra Erkan hep şikayet eder oldu, sürekli kısıtlamaya başlamıştı beni ona göre geceleri çok çıkıyormuşum ya da çok alkol alıyormuşum; pek umursamadım ama. Neyse ki bir sene sonra eşim sizlere ömür, yeri cennet olsun. Tabii üzülmüştüm ama dul kalmak hoşuma da gitmişti bir bakıma. Ölümünden bir hafta sonra tüm varımı yoğumu satıp hazinemi bankalara yatırdım ve faizle ben artık dünyayı da satın alabilirdim. Dilediğim gibi yaşayacaktım,hep gezmektir en büyük keyfim e durur muyum ilk olarak Dubai ziyaretim başladı. İnanın ki yok böyle bir mükemmellik yer yüzünde. İnsan elleri ne güzel şeyler yaratıyormuş. Adalar,palmiyeler daha neler neler. Sizler de gidin lütfen ama evet herkesin dili cüzdanına göre konuşur değil mi neyse siz düşüne durun ben sonraki maceralarımı anlatayım. Bu arada orada biriyle tanıştım, gece sabaha kadar dans,müzik,eğlence ve alkol gündüz ise deniz diyece yoktu keyfimize. Ama kısa sürdü tabii ben daha Avrupa turuna çıkacaktım peşimden mi süreyim yani.
Her gün yeni yeni insanlar tanıyordum ve doğanın güzelliğinin tadını çıkarmaya çalışıyordum. Avrupa seyahatine çıkınca daha bir değişti dünya. Gezmek,görmek ne güzeldir değil mi başka lezzet de göremedim henüz. Bu arada yeni lensler aldım daha bir güzelleştim; masmavi , deniz gibi görüyorum her yeri. İtalya’ya gittiğimde yemeklerine bayıldım; o neymiş öyle kokoreç,döner aman aman siz bir Avrupa’yı keşfedin yaşadıklarım hiçmiş diyeceksiniz. Bir de suşi var diyorlar ama yerinde tatmalı mutlaka ve listemde yerini aldı hemen. Aslına bakarsanız doğu ülkelerine gitmeyi pek istemem ama suşi yemeliyim mutlaka. Dönelim turuma. Fransa da muhteşem bir yer ve Paris görmeyen ölmesin. Eyfel Kulesi ve gökyüzü. Orada da biriyle tanıştım ve yine rüya gibiydi. Ertesi günü odadan çıkarken hiç karışmadım uçağım kaçacaktı yoksa uyandırmaya kalksam hem peşimden süremem ya . Demişler hani karıncaya :
-Nereye ?
- Uzaktaki sevgilimin yanına.
-Sen gidene kadar ölürse ne olur ?
-Yolda yenisini bulurum zor mu…
aynı hesap yani anlayacağınız. Evlilik bir kereydi o da zengin olmak için dahası da olmayacaktır. Bir eve tıkılıp kalmak aman tanrım! Hiç bana göre değil. Aldığım son ayakkabıları da anlatmadan edemeyeceğim. Tam bir ay on beş cm çivi topuk üzerinde yürüme dersleri aldım artık first lady gibiyim. Minicik eteklerimle inanın yeniden yaratılsanız ben gibi güzel olamazsınız; ah evet rujlarım da var bilmelisiniz ve servetiniz yetmez bir tanesinden daha almaya inanın, inanın…"
Yukarıdaki yazıyı bir kitabın önsözünden aldım.
Şimdi; "Allahım sana ne kadar teşekkür etsem az. " diye hem Allah'a yalvarıp hem de kendinizle gurur duyabilirsiniz.
Kalitenizin yüksekliğini anladınız değil mi?
Yorumlar -
Yorum Yaz